
Biraz vicdan
MESUT NÖBETÇİGİL
Kazlar kendi doğallıklarıyla yüzerken, sizin doğallığınız nerede?
Erdek’te yaşayan, çevresinde hayvanlara olan sevgisiyle tanınan bir abi, Sahil Mahallesi’nde hem kafe hem de kamping hizmeti veriyor. On bir yıl önce arkadaşının tavsiyesiyle, bahçedeki otları yemesi için iki kaz alıyor. Geçen sürede kazların sayısı artıyor.
Hayvansever abi, bahçesinde büyüyen kazları kesmiyor ve satmıyor. Her sabah sürü halinde kafenin bahçesinden çıkan kazlar, yıllar boyunca sahile inerek denize giriyor. Sayıları on bir yılda otuza ulaşan kazlar, çevredekilerin de ilgi odağı olurken, bu durumdan rahatsız olanların CİMER’e şikayette bulunması üzerine, İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri abimizden kazları dışarı çıkarmamasını ve denize sokmamasını istiyor.
Kümese tıkılan kazlardan sekiz tanesi sıcak ve stresten ölmüş. Evet, ölmüş ama ben şaşırmadım. Burası hayvanı kafese hapseden, doğayı betonla ezen, vicdanını rafa kaldıranların, hayvanı çocuk oyuncağı zannedenlerin; maymuna sigara verip store atan, kediyi sırf cins diye sahiplenen, köpeği kız tavlama aksesuarı olarak kullananların; doğum gününde kediye balonlar bağlayıp uçuranların, aracın arkasına köpek bağlayıp yüz kilometre sürükleyenlerin, tatil bitince köpeği sahile terkedip “biz sahiplendirdik” yalanı uyduranların ülkesi. Burası aslanı selfie çubuğu ile dürten, papağanı konuşturup gülüp geçen ama aç bırakanların, yunusu havuzda alkışlayıp eğlenirken gözündeki çaresizliği görmeyenlerin; sırf sokakta diye zehir atılan kedilerin, suratına kaynar su dökülen köpeklerin, kurban bayramında kaçınca “vurun şunu” denilen ineklerin ülkesi. Elinden tuttuğu çocuğunun önünde köpek yavrusunu tekmeleyenlerin ülkesi.
Peki ben neyi şikayet edeyim? İnsanların her gün öldürdüğü vicdanlarını mı?
Kazlar kendi doğallıklarıyla yüzüyor, sizin doğallığınız nerede?