
Üçüncü sayfa
MESUT NÖBETÇİGİL
Üçüncü sayfa haberlerini okumak bana her zaman zor gelir. İnsanın insana yaptığı zulmün haberidir onlar; ölüm, cinayet, kazalar, dövülmeler, yaralanmalar, gasplar, hırsızlıklar... Dünyada aklınıza gelebilecek, hatta gelmeyecek birçok kötülüğün var olduğunun bir ispatıdır üçüncü sayfa haberleri. Kadınların gördüğü işkenceyi işte bu üçüncü sayfa haberlerinden anlayabilirsiniz.
Erkek çocuk doğurmadığı için kocasının sıcak su döküp yaktığı bir kadın, bir başka gün namusundan sadece şüphelendikleri için taşlanarak öldürülen bir kadıncağız, dayak yiyen yüzlerce kadın, haklı ya da haksız sebeplerden şiddet görmüş kadınların dövülmeleri için küçük bir sebep yeter. Çünkü erkeğin onun üzerinde yetkisi vardır, döver de sever de. Çocuğu sırtında tarlada çapa yapan, ormanlardan odun taşıyan, su taşıyan, fabrikalarda en zor koşullarda birazcık ekmek parası için çalışan milyonlarca kadın suskun. Bütün bu olayların sadece Türkiye'de olduğunu sanmayın. Bütün dünyada kadının durumu aynı. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) yaptığı bir araştırmaya göre, dünyada her beş kadından biri şiddet görmektedir. Başka bir araştırmaya göreyse eğitim olanaklarından yoksun kırkbeş milyon erkek çocuğa karşılık, kızlarda bu rakam seksen beş milyona erişiyor. Kadınlar ne iş yerlerinde, ne toplumda, ne de evde eşit haklara sahip. Peki bu kadar kadın hakları var da, bu kadınların hakkı neden yok?
Birçok kuruluş dünyada kadınların durumlarının iyileştirilebilmesi için çalışmalar yapıyor, ancak bir arpa boyu yol—ne yazık ki—ilerlemiyor gibi görülüyor. Aslında bu sadece erkeğin kadına uyguladığı şiddet değil, güçlü olanın zayıfı ezmesi gibi günahlı tarafının bir göstergesidir. Büyük kardeş küçüğünü ezer, anne-baba çocuklarını ezer, patron işçiyi, erkek kadını ezer. Eğer kadın erkekten daha güçlü olsaydı—hem maddi, hem de fiziksel bakımdan—bence kadınlar da erkekleri dövebilir, baskı altında tutabilirdi. Bazen bunun örneklerini çok ender de olsa görebiliyoruz. Çalıştığım yıllarda zaman zaman karısından şiddet gören, yüzü gözü patlamış arkadaşlara rastladığım olurdu.
Üçüncü sayfa haberlerinin olmadığı bir dünya istiyorum.
"Ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek ellerimiz
ince, küçük çeneleri, geniş gözleriyle
anamız, avradımız, yarımız
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yer
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşuluan ve ağllarda
yerde saplı bıçakların
oynak, ağır darbeleri ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız"
— Nâzım Hikmet