
Mizah ve merhametle örülü bir hikâye
GÜLŞAH ELİKBANK
National Book Award ödüllü yazar James McBride, Diyakoz King Kong adlı romanında, 1969’un Güney Brooklyn’inde geçen sürükleyici, şaşırtıcı ve yer yer absürt bir olayı merkezine alarak okuru hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Roman, bekar bir diyakozun bir uyuşturucu satıcısının alnına silah dayamasıyla başlıyor; fakat ardından gelenler, okura mahallenin iç içe geçmiş hikâyeleriyle dolu, karakter zenginliğiyle bezeli bir evren sunuyor.
71 yaşındaki eski diyakoz Cuffy Lambkin — mahalledeki adıyla Sporceket — mahallede sevilen, bilinen biridir. Ama neden sokak ortasında genç bir torbacının kafasına silah çeker? Onu bu noktaya getiren nedir? Gerçekten suçlu mudur, yoksa herkesin unuttuğu bir hikâyenin taşıyıcısı mı?
McBride, bu sıradan görünen olaydan yola çıkarak mahalledeki Porto Rikolu göçmenlerden eski gangsterlere, gizemli rahibelere kadar geniş bir karakter galerisiyle toplumsal aidiyet, ırk, inanç ve dostluk gibi temaları ustalıkla işliyor. Diyakoz King Kong, Beyaz Baykuş Yayınları etiketiyle raflarda.
New York Times, Entertainment Weekly ve TIME tarafından 2020 yılının en iyi 10 kitabı arasında gösterilen bu çarpıcı eser, tek bir kurşunla sessiz bir mahallenin iç dünyasını gözler önüne seriyor. Brooklyn, 1969. Görünüşte oldukça sıradan bir adamın beklenmedik hamlesi, geçmişin gölgelerini harekete geçiriyor. Herkesin sakladığı bir şey var: bir aşçı, bir polis, bir gangster, bir ihtiyar... Hepsi kendi hikâyesiyle yüzleşmek zorunda kalıyor.
James McBride, gazeteci, senarist ve müzisyen kimliğiyle de tanınan bir yazar. Anlatımında bir müzikal ritim ve duygusal yoğunluk taşıyor. 2013’te The Good Lord Bird ile National Book Award’a layık görülen McBride, bu romanında da insana dair keskin gözlemler, ince mizah ve kalpten anlatımıyla unutulmaz bir mahalle hikâyesi sunuyor. Mizah ve merhametin gölgesinde, suç ve vicdan arasında yankılanan bu hikâye, okurun yüreğinde iz bırakıyor.