MESUT NÖBETÇİGİL

Aidiyet duygusu

MESUT NÖBETÇİGİL

İnsanın çocukluğundan beri tuttuğu takımda oynaması, herhalde çok büyük bir şans, çok güzel bir duygu olmalı.
Orkun da bunu sporseverlere fazlasıyla hissettirdi. Empati yapmamak imkansız. Çünkü aslında hepimiz bir takım tutarak futbolla ilgilenmeye başlıyoruz, genelde öyle tezahür ediyor futbol aşkı. Orkun'un da Beşiktaş aşkı ve futbol sevgisi ile birleştiğinde, siyah beyazlı formayı giyecek olması çok özel ve aynı zamanda da Süper Lig'de son yılların en iyi transferlerinden biri olduğunu söylesem, hiç abartmış olmam.

Gençlikten olgunluğa geçiş çağında rüyasında gördüğü, posterini duvarlarına astığı isimlerle sevindiği takımının formasını giyerek sahaya çıkıyor. Bu, günümüz futbolu için gerçekten böyle. Beş milyon, on beş milyon Euro'ların konuşulduğu yerde; primlerinin, imza paralarının, artı bir sözleşmenin, menajerin, ailelerin, anne-babaların imaj şartlarının acayip yerlere gittiği bir yerde, tamamen böyle.

Kulüplerin sürekli altın yumurtlayan tavuk olarak görüldüğü yerde de bu çok samimi ve iyi hissettiriyor.
Niye bu kadar uzun konuştuk?
Futbol duygudur arkadaşlar. Duyguyu futboldan ayıramazsınız. Yoksa lunaparklardaki langırt gibi atarsınız jetonu, oyuncular sabit ve plastiktir, hiçbir duygusu yoktur. Atarsınız topu, çat çat ses çıkar, vurursun, hiç duygu olmadan. Ona bile oynayanın, kolları tutan adam olarak duygusu yansır.

Bu şuna benzer: İnsanlar dünü hep severek hatırlar ve dündeki mutluluklar aklına geldiği zaman iyi hisseder ve gülümser. Zannedilir ki bütün iyi ve güzel şeyler dünde ve geride kaldı. Genel olarak içinde bulunulan mutluluk bile bazen, dün yaşanan —ki aslında bugün yaşanandan daha azdı o mutluluk— kadar haz vermeyebilir şimdi. Bu bir his hatırlatmasıdır.

Orkun'un buraya gelmesi, benzer şekilde Sergen Yalçın'ın Beşiktaş'a teknik direktör olarak dönmesi; o yirmi, otuz bin kişinin önünde attığı imzanın his hatırlatmasıdır. Rıza Çalımbay'ın, kazanılan kurdele bağlı kupaları şeref türbününde kaldırışı örneğin —platformlar kurulmazdı o zaman. Üstü çıplak, sadece şortla bir Rıza Çalımbay görüntüsü vardır ve bu duygu hatırlatmasıdır. Şimdi hatırlandığı zaman o duygu, o haz; dejavudur bu.

Bu manada, çok büyük bir boşluğu doldurdu Orkun.
İşin materyal yanından çok duygu yönünü konuşuyoruz ya, romantik diyorlar, bazen de geride kalmış filan. Ama ben futbolu böyle seviyorum ve böyle de bakmayı.
O yüzden Orkun transferi, Beşiktaş için yeni bir dönemin başlangıcıdır. 

Futbolun içine gerçekçilik de katalım: Arkadaşlar, otuz milyon Euro, yani bu para Beşiktaş tarihinin, hatta Türk Futbol tarihinin en yüksek bedeli.
Hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları