
Başarı üzerine
MESUT NÖBETÇİGİL
Marmaris'ten tatilden dönen hoş sohbet hocamla sabah yürüyüşü sonrası maden sularımızı içerken başarı üzerine konuştuk.
Hocam sosyal medyayla daha da artan bir durum var: Onay taktir konusunu konuşurken mesela bir enstrümanı çok iyi çaldığımızda, iyi bir yazı yazdığımızda, mesela bir işte iyi olduğumuzda bunu tek başımıza yapmamız başarı olarak tanımlanamaz mı? Genel hatlarıyla herkeste böyle bir onay alma, taktir görme ve bunu gösterme içgüdüsü doğuyor. Bu eskiden beri böyle aslında ama sosyal medyayla kolay bir şekilde sağlanabilir oldu. Yani tek başımıza yaptığımız o eylemler o yetilerimizi kendimize sergilediğimiz anlar başarıyı sağlama konusunda yeterli değil mi, nasıl bir algı var?
İnsanın biyolojik zaafları var. Orada ödül var, cinsellik var, şiddet var ve kendini sergilemek var. Bu şekilde onay aramak var. Bunlar beyinde dopomin salgılatıyor.
Ödül olarak kendimizi gösterme noktasında edindiğimiz ilgiyi mi gösterebiliriz ?
Dopamin odaklı bir başarıda denilebilir, bu haz odaklı başarıdır.
Alkış almak; taktir, övgü almak, örneğin varlıklı bir işadamı biliyorum bir gün benim de bulunduğum toplulukta arkadaşlarına anlatıyor:
Balık avladım Marmaris'te, şöyle güzel vakit geçti filan diye.
Sonra arkadaşlarından biri dedi ki, senin hiç birşeye ihtiyacın yok, gel buraya yerleş, madembu kadar mutlusun.
İşadamının verdiği cevap çok enteresan geldi bana. "Ama balıklar beni alkışlamıyor ki..."
Bu ne demektir, alkışla egosunu tatmin ediyor. Bu çok tehlikeli.
Alkış kesilmesinde kişi narsist yaralanma yaşıyor.
Burada ayrım nerede başlıyor? O alkışı günün sonunda herkes de bekliyor.
Bilge bir zat buyurmuş ki: "Kendisi ile yüzleşmeyen bir insan, kendi geleceğini belirliyemez". İnsanın asıl başarısı kendisi ile yüzleşmesinden geçiyor. Kendisinin zayıf ve güçlü yönlerini tanımaktan geçiyor. Bunun farkında olan insan, onay aldığı zaman onay hazzı ile hareket etmez. Bu onay bana ne öğretti, demek ki toplum tarafından kabul görüyor, der, onay hakkında düşünür. Onay değer katıyorsa hayatına o onay kazanım haline dönüşüyor. Eleştiride de aynı şekilde başarısızlıktan bir şeyler öğrenmek de başarıdır.
Farkında olmak yetmiyor, farkındalığı eyleme dönüştürürseniz bilinçli oluyorsunuz.
Kalın sağlıcakla.