Depozito tartışması alevleniyor
Kira sözleşmelerinde en çok tartışma yaratan konulardan biri olan depozito iadesi, ekonomik koşulların etkisiyle yeniden gündemde. Kiracılar iade edilen tutarın alım gücünün eridiğini savunurken, ev sahipleri yasal sınırlar içinde hareket ettiklerini öne sürüyor.
Kira ilişkilerinde uzun süredir var olan depozito iadesi sorunu, son dönemde yeniden gündeme taşındı. Özellikle ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyon nedeniyle, yıllar önce ödenen depozitoların bugünkü değerinin sembolik düzeyde kaldığını düşünen kiracılar, bu konuda yeni bir düzenleme talep ediyor.
Örneğin, 2018 yılında 1.000 TL olarak ödenen bir depozito, 2025 yılında aynı tutarda iade edildiğinde, alım gücü açısından anlamını yitiriyor. Kiracılar, bu durumun adil olmadığını savunurken; ev sahipleri ise sözleşmede belirtilen meblağı aynen iade etmenin yasal yükümlülükleri olduğunu belirtiyor.
Hukuki Belirsizlik Mağduriyet Yaratıyor
Uzmanlara göre, kira kontratında özel bir madde bulunmadıkça, ev sahibi enflasyon farkı gibi ekonomik değişkenleri hesaba katmak zorunda değil. Avukatlar, kira sözleşmesinde “depozito güncellenerek iade edilir” gibi bir ibare yer almıyorsa, iade edilen miktarın güncellenmesinin zorunlu olmadığını vurguluyor. Bu durum, kiracılar açısından mağduriyet algısını artırırken, zaman zaman uyuşmazlıkların yargıya taşınmasına da neden oluyor.
Kiracılı Evler Daha Düşük Fiyata Satılıyor
Depozito dışında, kiracılı gayrimenkullerin satışı da emlak piyasasında dikkat çeken bir başka sorun alanı. Emlakçılara göre, içinde kiracı bulunan daireler yatırımcılar tarafından riskli olarak değerlendiriliyor. Tahliye davalarının uzun sürmesi ve yasal sürecin belirsizlik taşıması, bu evlerin piyasa değerini düşürüyor.
Bu nedenle kiracılı daireler, boş konutlara kıyasla yüzde 10 ila 30 oranında daha düşük fiyatla satılabiliyor. Yatırımcılar, taşınmazın üzerindeki kira ilişkisini bir yük olarak görürken, bazı alıcılar ise bu durumu uygun fiyata mülk edinme fırsatı olarak değerlendiriyor.
Kira İlişkileri Kira Bedelinin Ötesine Taşıyor
Tüm bu gelişmeler, kiracı-ev sahibi ilişkisinin sadece kira bedeliyle sınırlı olmadığını; depozito, tahliye süreci, alım gücü ve yasal uyuşmazlıklar gibi konuların da bu ilişkinin önemli parçaları haline geldiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Taraflar arasında yaşanan bu tür sorunlar, hem mevzuatın güncellenmesi ihtiyacını gündeme getiriyor hem de konut piyasasında güven ortamının zedelenmesine neden oluyor.
Bakmadan Geçme





