
Türkiye'de ve İzmir'de bisiklet: spor mu, ulaşım aracı mı?
DENİZ DOĞAN
Türkiye’de bisiklet denince çoğumuzun aklına genellikle spor veya hobi gelir. Hafta sonu yapılan turlar, amatör yarışlar ya da profesyonel etkinlikler… Ancak ne yazık ki bisiklet, gündelik hayatın içinde ulaşım aracı olarak ne kadar yer buluyor? Şehir merkezlerinde bisiklet yollarının yetersizliği, trafik içerisindeki güvensiz ortam ve bisiklet kullanıcılarının araç sürücülerinin agresif tutumlarıyla karşılaşması, bu sorunun temel nedenleri arasında. Hatta bu ortam, bisikleti sadece spor amaçlı kullanmak isteyenlerin bile önünü kesiyor.
Bisiklet sporunda başarılı sporcular yetişmesi elbette önemli. Ancak bisikletin sadece bir spor aracı olarak görülmesi, şehirlerimizin sürdürülebilir ve çevreci ulaşım hedeflerine ulaşmasını engelliyor. Oysa bisiklet, sağlıklı, ekonomik ve doğaya dost bir ulaşım alternatifi olabilir.
İşte tam da bu noktada İzmir, Türkiye’de nadir olumlu örneklerden biri olarak öne çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bisiklet dostu politikaları, şehri bu konuda öncü konuma taşıyor. BİSİM adı verilen bisiklet kiralama sistemi, hem İzmirlilerin hem de şehirde konaklayan turistlerin bisikletle rahatça hareket etmelerini sağlıyor. Kordon boyunca uzanan bisiklet yolları, Alsancak’tan Karşıyaka’ya vapurla bisiklet geçişi ve artan bisiklet park alanları, bisikletin ulaşım aracı olarak benimsenmesine ciddi katkı sağlıyor.
Bugün İzmir’de sadece sporcuları değil; işe bisikletle gidenleri, okuluna bisikletle ulaşan öğrencileri, günlük işlerini bisikletle halledenleri görmek mümkün. Elbette tüm mahallelere güvenli, araç trafiğinden bağımsız bisiklet yollarının yayılması ve bisikletlilere yönelik farkındalık artırıcı eğitimlerin çoğalması gerekiyor. Ancak İzmir’in potansiyeli, Türkiye’deki diğer şehirler için de umut verici.
Bisikleti yalnızca bir spor aracı değil; sağlıklı, çevreci ve ekonomik bir ulaşım alternatifi olarak benimseyen İzmir, gelecekte çok daha bisiklet dostu bir şehir kimliğine bürünecektir.