
Ceza ve tehdit: ebeveynlik mi, güç gösterisi mi?
ESİN VARDAR
Sevgili ebeveynler;
Ebeveyn olmak, sadece çocuk büyütmek değil, aynı zamanda bir birey inşa etmektir. Ne var ki, bu kutsal sorumluluk bazen öfkeye, sabırsızlığa ve kontrol isteğine yenik düşüyor. O zaman da, çocukla kurulması gereken sevgi temelli ilişki yerini ceza ve tehdit odaklı bir otoriteye bırakıyor.
Peki, çocuklar bu “eğitim” yönteminden ne anlıyor? Ceza ve tehdit, kısa vadede çocukları “istendik davranışa” yönlendirebilir. Ancak bu durum, çoğu zaman dışarıdan bakıldığında sadece itaat gibi görünen bir korku üretir. Gerçek saygı ise, korkuyla değil, anlayışla kurulur.
Çocuğa, “Bunu yaparsan seni cezalandırırım” demek, onun davranışını anlamaya değil, bastırmaya yöneliktir. Çocuk, yanlış yaptığında nedenini sorgulamak yerine, sadece yakalanmamaya çalışır. Bu da ahlaki gelişimi değil, maskelenmiş davranışları artırır.
Ceza ve tehdidin sık kullanıldığı evlerde çocuklar, kendilerini sevilmeye değer olmadıklarını düşünmeye başlar. “Hatalı davranırsam sevgiyi kaybederim” inancı, çocuğun kişilik gelişiminde ciddi hasarlara yol açar. Bu çocuklar ya içe kapanır ya da öfkeyi öğrenir – çünkü yetişkinin modellediği iletişim dili budur.
Dahası, çocuklar ebeveynlerinden uzaklaşır. Sormaz, anlatmaz, paylaşmaz. Çünkü her yanlış, potansiyel bir ceza ya da tehdit demektir. Zamanla bu durum, güvensiz bağlanma stillerine yol açar.
Bir çocuk hata yaptığında, cezalandırmak yerine onunla konuşmak, davranışının nedenlerini birlikte sorgulamak ve alternatif yollar göstermek; onu hayata hazırlamanın en güçlü yoludur. Bu yaklaşım hem duygusal zekâsını besler hem de doğru-yanlış ayrımını içselleştirmesine yardımcı olur. Cezayla değil, rehberlikle büyüyen çocuklar; empati kuran, özdenetim geliştiren ve sağlıklı ilişkiler kurabilen bireyler olurlar.
Unutulmamalı ki, çocuklar kadar ebeveynler de öğrenme sürecindedir. Sabır, empati, esneklik… Bunlar kolay öğrenilen beceriler değil, ama çocukla birlikte geliştirilebilecek güçlü yönlerdir. Çocuğun davranışı sizi zorluyorsa, önce kendi duygularınızı tanıyın: Öfkelendim mi, yetersiz mi hissettim, kontrol mü kaybettim? Bunları fark ettiğinizde, ceza vermektense “nasıl bir yol bulabilirim” sorusunu sormaya başlarsınız.
Ceza ve tehdidin gölgesinde büyüyen çocuklar, ya susar ya da öfkelenir. Ama sevgiyle, anlayışla ve kararlılıkla büyüyen çocuklar, hem kendilerine hem de başkalarına güvenmeyi öğrenir. Belki de ebeveynliğin en büyük sırrı şudur: Çocuğa davranırken, onun gelecekte bir yetişkine nasıl davranacağını da şekillendiriyoruz.
Sevgilerimle…