ESİN VARDAR

Her Şeyi Unutan Evlatlara…

ESİN VARDAR

Değerli okurlarım;

Anne olmak, baba olmak… Sadece dünyaya bir çocuk getirmekle bitmeyen, ömür boyu süren bir mesai. Geceleri uykusuz kalmakla, hastalıkta başında beklemekle, kendi hayallerinden feragat etmekle şekillenen bir kimlik. Hayatını bir kenara bırakıp çocuğunun geleceği için yaşamaya başlayan insanlar… Yani anne ve baba.

O çocuk büyür. Giydirilir, doyurulur, okutulur, korunur, kollanır. Sıcak bir çorbanın buharında, sırtına çekilen battaniyede, karanlıkta kapatılan ışıkta gizlidir ebeveynin sevgisi. Ama bazı sevgiler sessizdir. O yüzden fark edilmez belki de.

Sonra o çocuk bir gün büyür.
Ve ne yazık ki bazı çocuklar büyüdükçe “unutur.”

Anne babasının bir zamanlar hangi çorbayı sevip sevmediğini hatırlayacak kadar ince düşünürken, artık sadece neyi yapmadıkları üzerinden yargılar onları. Yıllarca verdikleri emeği bir kalemde siler. Hatalarını büyütür, iyi yaptıklarını küçültür. Kendini her zaman haklı, onları hep eksik görür.

Oysa kimsenin annesi babası kusursuz değildir. Ama çocuklar bazen bunu bile anlamak istemez. Sanki ebeveyn olmak demek her zaman doğruyu bilmek, hiç yanlış yapmamak zorundaymış gibi. Bir çocuk “beni yeterince sevmediniz” diyebilir; ama anne baba gün gelir “seni büyütürken kendimizi unuttuk” diyemez.

Annenize veya babanıza kendiniz ile ilgili birkaç küçük soru sorun;

En sevdiğim renk?

En sevdiğim yemek?

En sevdiğim şarkı?

Gibi…

Bunların cevabını alınca anneniz veya babanız size kendisi ile ilgili soruları sorsun;

En sevdiğim renk

En sevdiğim yemek

En sevdiğim şarkı

Gibi…

Onlar sizin kendiniz ile ilgili sorduğunuz yüzlerce soruyu cevaplayabilir. PEKİ YA SİZ?

Fedakârlığın dili sessizdir. Belki de bu yüzden çok kolay çiğnenir.

Anne babasını sadece eksikleriyle değerlendiren, geçmişte yapılan hataları büyüterek bugünün ilişkisini zehirleyen her yetişkinin dönüp şu soruyu kendine sorması gerekir:

Ben bu insanlar sayesinde hayattayım. Peki ben ne kadar adilim?

Çünkü bazı çocuklar büyür, hayatı öğrenir ama vefayı öğrenemez.

Ve bilmez ki bir gün o koltuklara kendisi de oturacak.

Bir gün kendi çocuğu da ona kırılacak.

Ve belki de o zaman anlayacak;

Kırılmanın, yargılanmanın, unutulmanın nasıl bir his olduğunu.

Hala şansınız varsa gidin ve anne babanıza sarılın… Hayatınızın en güvenilir limanı olduğunu o zaman anlayacaksınız…

Yazarın Diğer Yazıları