
Beleş mezar var
MESUT NÖBETÇİGİL
Tersane Komutanlığı'nın yaptığı sayısız sınavları ve mülakatı kazandım, ancak güvenlik soruşturmaları uzadı da uzadı. Sanayide arkadaşın dükkanında takılıyorum. Adapazarı'na sipariş götürüyoruz, konu nereden açıldıysa polyester dolgulu otobüs camlarını nasıl imal edebilirize kadar geldi. Tam da o sırada Serfleks'in oradan geçiyoruz. Baha Koçak'ı fabrika kapısının orada fark ettim. Arkadaşıma "Bu abi çok kıymetli bir mühendistir, aynı zamanda fabrikanın ortağıdır, çok üretken bir beyni vardır, belki bizim konuştuğumuz konunun prosesi hakkında kendisinden faydalı bilgiler alabiliriz" dedim.
Aracı fabrika kapısının yanındaki otoparka bıraktık, koştum yanına, kucaklaştık. Ben "otobüs yan camı..." diye ağzımı açmıştım ki, Baha Abi ense tarafımdan tişörtümün yakasından tuttu, "Ne yapıyorsun" diyemeden daha, oradaki güvenlikteki görevliye, "Depodan XL bir mühendis önlüğü getir" dedi. Adam seyirtti iş önlüğünü getirdi. Baha Abi tuttu, "Giy önlüğü oğlum, benim senin gibi mühendise ihtiyacım var, geç içeri başla" dedi. "Abi ben güvenlik soruşturması nedeniyle boştayım, haber geldiğinde kesin gitmem lazım... tamam tamam abi, gündüzleri evrak işlerim oluyor, gece vardiya çalışabilirim" dedim. Çaylar geldi, Adapazarı'na birlikte gittiğimiz arkadaş şaşkın. Baha Bey arkadaşa döndü; "Sen çayını içtin, yoluna devam et, Mesut burada" dedi ve elini omzuma koydu, birlikte dolaştık tesisi. Bazı özlü bilgiler verdi, geçti odasına.
Serfleks'te gece Vardiya Amiri olarak çalışmaya başladım. Bekçiler, "Çay demlendi gel, Mesut Bey" diye çağırdılar. Bir iki bardak çay içene kadar beni çözmeye çalışan sorular soran ve kendisinin, patronların has adamı olduğuna ima yoluyla göndermelerde bulunan, Konyalı diye namı olan bir çalışan, "Sen bizi idare edeceksin, biz de seni" tarzında konuşmalara, dokundurmalara başladı... Bardağı küt diye vurdum masaya "Sen ne demek istiyorsun" dediğimde, anında geri vites; "Yanlış anladın vs." Meğer adam gece vardiyalarında uyurmuş, "Beni görme" demek istemiş. Bir gün uyurken yakaladım; "Burası iş yeri, sizler buranın güvenliğinden sorumlusunuz, bir daha görmeyeyim" dedim. Neyse, çay hazır olduğu zamanlar diğer bekçi çağırıyor, Konyalı uykucu yüzüme bakmıyor. İçimden, "Şuna gönderme nasıl olur, göstereyim" dedim, diğer bekçiye göz kırpıp, biraz da sessizce fısıltı şeklinde başladım anlatmaya; kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla; "Ya helal olsun Belediye'ye, helal olsun Sefa Sirmen'e" diye girdim konuya. O zaman Belediye şimdiki yürüyüş yolundaki Akbank'la Garanti Bankası'nın karşısında idi. Girişte, zemin katta Zabıta Müdürlüğü vardı. Adama "Geçen gün çarşıdayken Zabıta Müdürlüğü'nün camına asılan afişi gördüm, afişte 'Vatandaşlarımızın dikkatine; Bağçeşme Mezarlığında ücretsiz mezar yeri' yazıyordu. Hemen daldım içeri, oradaki görevliye kimliğimi verdim, iki kişilik mezar yeri tapusu kaptım, ne olur ne olmaz, ölümün kime geleceği belli değil. Pazar günü de mermerci araştırıp, hiç değilse etrafını taksitle mermer çeviririm" deyip, çayın son yudumunu çekip kalktım. Çaktırmadan konuşmalarımı dinleyip, inanmış Konyalı. Normalde Altmış Evler'de oturmasına rağmen, Halkevi'nde servisten inip, doğrudan koşarak, sabahın erken vaktinde zabıtanın kapısında beleş mezar yeri kapmaya...
Tatil beldelerinde şezlonglara havlu koyup gelse de gelmese de tüm gün o şezlongu işgal edenler...
Akşam yer aramayayım diye, sabah çıkardığı arabasının yerine sandalye koyanlar...
Bankada kuyruk beklerken üç fiş alıp, birini bahşetmek istediğine verenler...
Hastanede sıra beklerken sırası gelen kişiden ses çıkmayınca, sanki onun sırasıymış gibi muayene olmaya girenler...
Beleş mezar var, girmek isterseniz bana yazın.
Dipnot: Baha Koçak, Makina Yüksek Mühendisliğinin yanısıra, nev-i şahsına münhasır, özel bir insandır. Hece vezniyle yazdığı çok sayıda şiiri bestelenmiş, ünlü sanatçılarımızın albümlerinde yerini almıştır. Şiirlerini, "Kış sonrası" adındaki şiir kitabında toplamıştır. Aşağıda "Ortaya karışık" şiirini okuyabilirsiniz.
Kalın sağlıcakla.
Ortaya karışık
Akşamın olduğu yerden geçtim ben
Ne gelen var ne giden ne bekleyen
Bir eser kalmamış eski halinden
Ah bu şarkıların gözü kör olsun
Kim demiş ayrılık ölümden beter
Ne ayrılanlar gördüm ölmediler
Ne ölenler gördüm el eleydiler
Ah bu şarkıların dili tutulsun
Ne zaman niyetlensem sevgiliyle
Mehtaba çıkmak için Heybeliye
Sandalın dümeni gelir elime
Ah bu şarkıların huyu kurusun
Sandalın dümeni düşer denize
Ah bu şarkıların gözü kör olsun
Baha Koçak – Fenerbahçe