Yakınlık Korkusu mu, Kaybetme Kaygısı mı? Bağlanma Stillerimiz Bizi Nasıl Şekillendiriyor?
YAREN DAĞHAN
Bazı insanlar için yakınlaşmak nefes almak kadar doğal gelir. Sevdiğinde arar, özlediğinde söyler, ihtiyaç duyduğunda destek ister. Ama bazıları için aynı şey boğucu bir his yaratır. Biri “Benimle ilgilenmiyor” diye üzülürken, diğeri “Benden çok şey bekliyor” diye geri çekilir. İşte bu görünmez dansın ardında genellikle bağlanma stillerimiz vardır.
Bağlanma, aslında hayatımızın ilk yıllarında başlar. Bir bebek, bakım verenine nasıl ulaşabildiğini, ihtiyaç duyduğunda yanında olup olmadığını gözlemler. Bu deneyim, beynine “Yakınlık güvenli midir?” sorusunun cevabını kazır. Ve bu cevap, yetişkinlikteki ilişkilerimizin sessiz ama güçlü bir rehberi olur.
Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, hem kendine hem de karşısındakine güvenir. Yakınlıktan korkmazlar, mesafeden de paniğe kapılmazlar. İlişkilerinde denge vardır.
Kaygılı bağlananlar ise sevgiye doymazlar. Sürekli “Acaba beni gerçekten seviyor mu?” sorusuyla yaşarlar. Küçük bir gecikmeyi, azalan bir ilgiyi terk edilmenin işareti olarak görebilirler.
Kaçıngan bağlananlar yakınlığı kontrol altında tutmaya çalışır. Fazla samimiyet onları rahatsız eder; “özgürlüğüm kısıtlanıyor” hissiyle geri çekilirler. Duygusal olarak ulaşılması zor görünürler ama içten içe sevilmeyi çok isterler.
Bir de karma (kaygılı-kaçıngan) bağlanma vardır. Yakınlık ister ama aynı anda korkar. Sevilmek ister ama güvenemez. Bir adım yaklaşır, sonra hızla uzaklaşır. Bu stil, geçmişte tutarsız ya da travmatik ilişkiler yaşayan kişilerde sık görülür.
Bağlanma stilimiz sabit bir kimlik değildir; farkındalıkla, terapiyle, sağlıklı ilişkilerle değişebilir. Çünkü güven, çocuklukta kırılmış olsa da yetişkinlikte onarılabilir.
Belki de en önemli adım, kendimize şu soruyu sormaktır:
“Yakınlık benim için ne ifade ediyor? Gerçekten birinden kaçıyor muyum, yoksa terk edilmekten mi korkuyorum?”
Cevaplar, ilişkilerimizin yönünü ve derinliğini değiştirebilir.
Ve belki de o zaman, sevmenin ve sevilmenin aslında ne kadar güvenli bir şey olduğunu yeniden hatırlarız.