- Haberler
- Kültür Sanat
- Çizgilerin Ardındaki Adam 'Cem Güventürk'
Çizgilerin Ardındaki Adam 'Cem Güventürk'
Çizgilerinde mizah var ama klasik anlamda güldürmekten çok 'duygulandıran bir gülümseme' bırakıyor. İşte Cem Güventürk...
1989 yılında İzmir’de doğan Cem Güventürk, çocukluğunda seralar arasında büyüdü. Babası seracıydı; toprak, çiçek, emek ve sabır kavramları onun dünyasında erken yaşlarda yerini aldı. Bu doğal ortam, yıllar sonra çizgilerine dönüşecek olan o derinlikli bakışın temelini attı.
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Çizgi Film ve Animasyon Bölümü’nden mezun olan Güventürk, üniversite yıllarından itibaren çizime tutkuyla bağlandı. Onun için bu sadece bir sanat disiplini değil; bir düşünme, hissetme ve anlatma biçimiydi.
“Karikatür değil, içimden çıkan şey”
Cem Güventürk çizimlerini tanımlarken kendine özgü bir ifade kullanıyor:
“Karikatür çizerim demiyorum, çiziyorum diyorum. Çünkü bu bir tür değil; benim içimden çıkan şey.”
İlk kez Leman dergisinde “Beni Düşündüren Şeyler” başlığıyla görünür oldu. Ardından Penguen, Uykusuz ve Kafa gibi dergilerde düzenli olarak çizmeye başladı. Çizgilerinde mizah var ama klasik anlamda güldürmekten çok “duygulandıran bir gülümseme” bırakıyor.
Cesaretin Çizgisi: “Gemimi limandan çıkardım”
Kariyerinin başlarında cesur adımlar atmaktan çekinmediğini şu sözlerle anlatıyor:
“Gemimi limandan çıkardım. Çok su aldı ama batmadım. Bedeli ne olursa olsun, konfor alanımdan çıktım.”
İlk karikatürlerini bir editöre ulaştırabilmek için kitap arasına “yanlışlıkla” düşürmüş gibi yaparak teslim ettiğini anlatıyor. Bu samimi ve yaratıcı yöntem sayesinde hem dikkat çekti hem de yayın dünyasına adım attı.
Doğadan Sanata: “Bir çiçeği büyütmekle aynı şey”
Sanat anlayışının temelini çocukluk deneyimlerine dayandırıyor:
“Bir çiçeğin sıfırdan büyüyüşüne tanıklık ettim. Sulaman, ışık vermen gerekiyor. Çizim de böyle. İyi iş, sabırla ortaya çıkıyor.”
Bu yaklaşımıyla her çizimini bir “emek ürünü” olarak görüyor. Tesadüfi değil, içgüdüsel ama bilinçli bir sürecin sonucu.
Okurla Aynı Yerden Bakmak: “İç sesimle çiziyorum”
Çizimlerinde günlük yaşamdan, duygusal dalgalanmalardan ve insan ilişkilerinden kesitler yer alıyor. Sıklıkla yalnızlık, kırılganlık, özlem ve umut gibi temaları işliyor.
“Gerçekten ne hissediyorsam, onu çiziyorum. Elimdeki duygular beni nereye götürüyorsa oraya gidiyorum.”
Bu samimi yaklaşım okurda derin bir karşılık buluyor. Onun çizimlerine bakan pek çok kişi “sanki beni anlatıyor” hissine kapılıyor.
Sadece Karikatürist Değil
Cem Güventürk aynı zamanda animasyonla, heykelle ve dijital sanatla da ilgileniyor. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak “Karakter Tasarımı” ve “Deneysel Animasyon” dersleri veriyor.
“Kırmayayım seni, evet. Multidisipliner bir sanatçıyım. Ama hâlâ öğreniyorum. Hâlâ yolun başındayım gibi hissediyorum.”
Çok Okunan Kitaplar, Az Konuşulan Duygular
Yayınladığı kitaplar da en az çizimleri kadar ilgi gördü:
•Çünkü Bir Anlamı Vardır
•Yine Öyle Hissettiğinde
•Sanki Sen Aynı Ben
•Öyküler
Bu kitaplarda, karikatürlerine eşlik eden yazılar, kimi zaman tek bir cümleyle büyük bir duyguyu anlatıyor. Minimalist ama yoğun.
“Yolda olmak yeter”
Sanata ve hayata dair en temel felsefesini şu sözlerle özetliyor:
“Sonucun önemi yok. Yolda olmak, yürümek, maceraya açık olmak önemli. Hâlâ ne yaptığımı bilmiyorum. Ama yaparken iyi hissediyorum.”
Cem Güventürk, çizgileriyle bir kuşağın duygularına tercüman oluyor. Onun işleri bazen bir özlem, bazen bir iç hesaplaşma, bazen sadece sessiz bir “ben de” duygusu yaratıyor.
Ve belki de bu yüzden, her çizgisi birer iç ses gibi yankılanıyor.
Bakmadan Geçme





